Antalya yalnızca deniziyle değil, doğasıyla da ziyaretçilerine benzersiz yürüyüş ve keşif alanları sunuyor. Şehir merkezinden kolayca ulaşılabilen bu doğal güzergâhlar, günübirlik rotalar arayanlar için hem fiziksel hem ruhsal yenilenme imkânı sağlıyor. Doğaseverler için hazırladığımız bu listede, bölgenin coğrafi yapısına ve yürüme zorluğuna göre seçilmiş 5 rota yer alıyor.
Toros Dağları’nın eteklerinde yer alan Göynük Kanyonu, Antalya’dan yaklaşık 45 dakikalık bir araba yolculuğuyla ulaşılabilecek mesafede. Bu kanyon, Antalya trekking parkurları içinde hem yeni başlayanlar hem de deneyimli yürüyüşçüler için uygun etaplar sunuyor. Yürüyüş rotasının bir kısmı ahşap yürüyüş yollarından, diğer kısmı ise doğrudan taşlık dere yatağından geçiyor. Kanyon boyunca ilerlerken sarp kayalıklar, şelaleler ve doğal havuzlar görülüyor. Bu havuzlar özellikle yaz aylarında kısa bir mola verip serinlemek için ideal.
Doğa severler için kanyon, sadece bir yürüyüş alanı değil; aynı zamanda yaban hayatı gözlemi ve fotoğrafçılık için de uygun bir bölge. Bölgede keçiler, kuş türleri ve mevsime göre değişen bitki örtüsü dikkat çekiyor. Yürüyüş sonrasında bölgedeki mesire alanlarında piknik yapmak da mümkün.
Tazı Kanyonu, Manavgat ilçesi sınırlarında, Köprülü Kanyon Milli Parkı içerisinde yer alır. Şehir merkezinden araçla yaklaşık 1,5-2 saat içinde ulaşılabiliyor. Özellikle son yıllarda yükselen popülaritesiyle bilinen bu bölge, fotoğraf tutkunlarının uğrak noktası. Yalnızca görselliği değil, yürüyüş parkurlarının sunduğu doğal çeşitlilik de bölgeyi özel kılıyor.
Antalya kanyon yürüyüşleri arasında yüksek uçurum kenarlarından geçen rota, etkileyici bir vadi manzarası sunuyor. Ortalama 2-3 saat süren yürüyüşler sırasında patikaların büyük kısmı orman içinden geçiyor. Tazı Kanyonu, Likya Yolu'ndan farklı olarak daha dramatik yüksekliklere ve geniş perspektiflere sahip. Sessizlik ve doğayla baş başa kalmak isteyenler için ideal olan bu rota, özellikle sabah saatlerinde çok daha az kalabalık ve sakin oluyor.
Geyikbayırı, Antalya’nın batısında yer alan bir dağ köyü ve Türkiye’nin en büyük spor tırmanış bölgelerinden biri. Bunun yanı sıra, Antalya doğa yürüyüşü yapmak isteyenler için de elverişli parkurlar sunuyor. Köyden başlayarak Termessos Antik Kenti’ne kadar uzanan rota, yaklaşık 6-7 km’lik orta zorlukta bir doğa yürüyüşü yapmanıza olanak tanıyor. Bu parkurda zemin çoğunlukla taşlık ve kayalık olduğu için sağlam bir yürüyüş ayakkabısı öneriliyor.
Yürüyüş boyunca Toros ormanlarının içinde ilerlenirken çam, sedir ve keçiboynuzu ağaçları eşliğinde temiz hava solunuyor. Rota boyunca göreceğiniz bazı eski taş yapılar ve mezar kalıntıları, bölgenin tarihî önemini de gözler önüne seriyor. Termessos’a ulaşıldığında ise yürüyüş birden tarihî keşfe dönüşüyor. Antik tiyatrodan vadiye bakan manzara ise kesinlikle görülmeye değer...
Antalya’nın kuzeybatısında yer alan Karain Mağarası, Türkiye’nin en büyük doğal mağaralarından biri. Aynı zamanda tarih öncesi çağlara ait insan yaşamının izlerini taşıyan, arkeolojik açıdan büyük öneme sahip bir yer. Şehir merkezine yaklaşık 1 saat uzaklıkta olan bu rota, özellikle doğa ve tarih meraklılarını aynı anda tatmin edecek nadir güzergâhlar arasında yer alıyor.
Mağaraya ulaşmadan önce kısa ama hafif eğimli bir yürüyüş yapılıyor. Bu yürüyüş sırasında doğanın sesine kulak verirken, taşlık zemin üzerinde yükselerek mağaranın girişine varılıyor. Antalya’da gezilecek doğal yerler arasında en çok arkeolojik karakter taşıyan bu bölge; mağara içindeki dikit, sarkıt ve galerileriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Özellikle ilkbahar ve sonbaharda yapılan ziyaretlerde çevredeki köy dokusunu da keşfetmek mümkün.
Bu rota, Antalya’nın Kemer ilçesinde bulunan Alacasu Koyu’ndan başlayarak deniz kıyısı boyunca ilerleyip antik Phaselis kentinde son buluyor. Yürüyüş, orman içi patikalar ile çakıllı kıyı geçişlerini birleştirerek hem doğayı hem de tarihi aynı rotada sunuyor. Rota boyunca Akdeniz’in berrak sularının hemen yanı başında ilerlenirken sık sık durup yüzmek isteyenler için doğal plajlar bulunuyor.
Antalya günübirlik doğa gezileri içinde en çok yönlü deneyimi sunan bu yürüyüş, yaklaşık 5 kilometre uzunluğunda ve orta zorluk seviyesinde. Likya Uygarlığı’na ait kalıntılar, taş döşeli yollar ve eski liman yapıları rotanın tarihi dokusunu zenginleştiriyor. Günübirlik yürüyüş sonrası Phaselis sahilinde yapılacak bir mola, doğayla tarihin kusursuz uyumunu gözler önüne seriyor.
Antalya’nın doğal güzelliklerine yapılacak günübirlik kaçamaklar; sadece bedeninizi değil, zihninizi de dinlendirmenin en etkili yollarından biri. Şehir merkezine yakın bu beş rota, zaman kısıtlaması yaşayanlar için ideal çözümler sunuyor. Sabah saatlerinde yola çıkıp akşam şehre dönerek kısa sürede unutulmaz manzaralarla buluşmak ve doğayla bağ kurmak mümkün.
Her bir yürüyüş rotası, bölgenin kendine özgü coğrafi, tarihî ve ekolojik yapısını yansıtıyor. Kimi yerde tarihle iç içe geçerken, kimi yerde denizin sesi, çam kokusu ya da serin dağ rüzgârı size eşlik ediyor. Rotaları planlarken mevsim şartları, fiziksel kondisyon ve ekipman seçimi göz önünde bulundurulması gerekiyor. Rahat bir yürüyüş ayakkabısı, yeterli su, şapka ve koruyucu krem gibi temel ihtiyaçlar arasında yer alıyor.
Unutmayın, doğa sabırsızlığı sevmez. Bu rotalar birer yürüyüş parkuru olmasının yanında yavaşlamanın, çevreyi fark etmenin ve anı yaşamayı hatırlamanın yolları... Antalya’nın bu saklı güzellikleri, keşfetmeye değer çok sayıda anıyla sizi bekliyor.